Şehir ve Psişe

İnsanoğlu gezegendeki yolculuğuna Doğa’nın edilgen bir parçası olarak başladı. Önceleri doğanın tehlikelerinden korunma, doğal sığınaklarda barınma, vahşi hayvanlardan sakınma, açlık ve soğukla mücadele gibi hayatta kalma becerileri ön plandaydı. Bu beceriler geliştikçe yaşamsal öncelikler ve yönelimler de değişti. İnsan doğaya hükmetmeyi öğrendikçe nimetlerini sahiplendi; sahiplendikçe uğruna verdiği savaşlar büyüdü.

Zamanla doğadaki diğer canlıların aksine, içgüdüsel yuva biçimlerinin ötesine geçti. Değişen ihtiyaçlarını zekâsıyla harmanlayarak yapılar inşa etti ve ilk medeniyetleri kurdu. Bu yüzden inşaat mühendisliğine İngilizce’de Civil Engineering yani “Medeniyet Mühendisliği” denir. Oysa gerçek medeniyet, ruhun doğayla dostluğu, doğaya saygı ve döngülerin işleyişini sabote etmemekten geçer.

Bugün, 2025’te, insan yaşamı şehirleşmenin en yüksek noktasına ulaştı. Şehir ve Psişe işte bu evrimin doğasını; kadim bilgileri, güncel yaşam gerçekliğiyle harmanlayarak ruhun yolculuğuna ışık tutacak radikal, samimi ve dönüştürücü bir seri olacak.

İnsan, doğanın üstündeki gücünü keşfettikçe onu kontrolsüz biçimde sabote etmeye başladı. Oysa bu beşerî güç, kendini doğal güce bırakmak, en azından ona saygı duymak ve onu korumak zorunda. Çünkü insanın doğayla kurduğu ilişki ruhunu doğrudan etkiler. Ruhsal bir dönüşüm için bireysel ve toplumsal dönüşümün paralel seyretmesi gerekir.

Her ay farklı bir temayla buluşacak olmanın heyecanı tarifsiz. Çünkü insan ruhu mesafelerin ötesinde bağ kurabilen, enerjisiyle çevresini etkileyen ve çevresinden etkilenebilen bir varlıktır. İşte bu yüzden adını Psişe, yani “akıllı ruhsal enerji” koydum. Spiritüel güç, bu denli mekanikleşmiş bir ortamda bile, ruhunu kaybetmeden var olmanın özgürlüğünü arar.

Burada sizlerle yalnızca bir psikolog olarak değil; ruhsal rehber, şifacı ve simyacı kimliklerimle de bulunacağım. Sözlerin ruhlara dokunduğu, içsel hazinelerin keşfedildiği, ruhsal iradenin uyandığı ve dönüşümsel kıvılcımların çaktığı canlı bir buluşmayı dizelerde deneyimleyeceğiz.

Türkiye Mecra, hayatın içinden konuları Anadolu ruhunun köklü samimiyetiyle buluşturuyor. Bu yolculuğun bir parçası olmaktan mutluluk duyuyorum. Vatana, millete hayırlı olsun. Ruhlara ışık olsun.

Psikolog Hanife KOŞAR