
İYİ Parti Grup Başkanvekili Buğra Kavuncu, "TBMM'de kurulmuş bir komisyonun İmralı'ya gitmesi için çaba sarf edilmesinin ardında başka nedenler ve amaçlar yatıyor. O da nedir? İmralı meşru bir yapı haline getirilmeye çalışılıyor" dedi.
İYİ Parti Grup Başkanvekili Buğra Kavuncu, TBMM'de bir basın toplantısı düzenledi. Kavuncu, 'Terörsüz Türkiye' süreciyle ilgili olarak, "Dün basına yansıyan bilgilere göre; Meclis Başkanı, grup başkan vekilleriyle 'İmralı'ya gidilip gidilmemesi konusunda bir görüşme yapıyor' şeklinde bir durum söz konusu. Bugünkü komisyon toplantısı da ertelendi. Biz burada Meclis'in saygınlığını oldukça önemsiyoruz. TBMM'de her şeyin görüşülüp tartışılabileceğini öteden beri ifade ediyoruz. Zira İmralı ile görüşülmesi gerektiğinde zaten herkes gidip görüşme yapabiliyor. Deniz ya da kara yoluyla ya da başka yollarla gidilip görüşmeler yapılıyor, konuşuluyor, oradan gelen mesajlar kamuoyuna aktarılıyor. Bunda bir sıkıntı bulunmamakta; fakat TBMM'de kurulan bir komisyonun İmralı'ya gitmesine yönelik çabaların ardında başka sebepler ve amaçlar var. O da yine nedir? İmralı’nın meşru bir yapıya dönüştürülmeye çalışılması. Komisyonun İmralı'ya gitme ısrarı sembolik bir amaca hizmet ediyor. Biz, Meclis'in saygınlığını zedeleyebilecek tutumların karşısında durmaya kararlıyız" ifadelerini kullandı. Kavuncu ayrıca, yapılan anketlerden elde edilen verileri paylaşarak, toplumun 'Terörsüz Türkiye' sürecine olan güvenini yitirdiğini belirtti.
'YARGI, SİYASETÇİLERİN GÖRÜŞÜNE GÖRE HAREKET ETMEZ'
Kavuncu, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkındaki AİHM kararına yönelik olarak, "Siyasetin yargıya müdahale etmesi, yargı üzerinde bir etkide bulunması kabul edilebilir bir durum değildir. Selahattin Demirtaş ile ilgili bir gündem söz konusu. Bir birey hakkında verilecek kararın siyasetçinin görüşüne ya da tutumuna göre şekillenmesi doğru olmaz. Yargı, siyasetçilerin görüşüne göre hareket etmemelidir. Asıl olan hukuktur. Bizimle farklı bir dünya görüşüne sahip olabilirler, eylem ya da görüşlerini tasvip etmememiz mümkün; ancak hukukun kararlarına uymak hepimizin görevi. Geçmiş yıl, iktidarın Selahattin Demirtaş ile ilgili söylemlerine kürsüde değindim ve günümüzde geldiğimiz noktaya dikkat çektim. Yargının siyasilerin duruşuna göre vaziyet alması tehlikelidir. Hukukçuların cübbelerinde neden düğme bulunmadığı bu duruma bir atıfo; kimsenin önünde düğmelerini iliklemezler, bağımsız bir şekilde suçluya 'suçlu', suçsuza 'suçsuz' derler. Hukukun siyasete göre yön bulduğu bir ülkede çok şey kaybederiz; iş insanlarını, yatırımları, ekonomiyi, gençlerimizi ve yabancı elçiliklerin kapısında bekleyen gençlerimizi dolu dolu gözlerle seyretmek durumunda kalırız. Adaletin yer almadığı bir ortamda ilerleme mümkün değildir. Bugünkü 'Terörsüz Türkiye' süreci meselesinin tamamen bununla bağlantılı olduğunu görüyorum. Israrla bir terör örgütü liderinin milletin gözleri önünde meşrulaştırılması ve 'İmralı üzerinden süreci yürüteceğiz' söyleminin ülkeye bir yarar getirmeyeceğini düşünüyorum" diye konuştu.