✅ Duygusal mısınız? Duygusel mi?

Su, ezoterik öğretilerde duyguları sembolize eden elementtir.

Ne var ki bu kadar hayati bir kaynak, kültürümüzde mantığın gölgesinde ikinci plana atılmıştır.

Hatta “duygusal” olmak çoğu zaman bir suç, bir zayıflık ya da aptallık gibi görülür.

“Başıma ne geldiyse duygusallığımdan geldi!” cümlesi ise pek çok insanın ruhsal rehberi olmuştur.

Oysa bu bakış açısı, saf duyguların kutsallığına ve dönüştürücü gücüne atılmış en büyük iftiradır.

Şimdi gelin, bu kelimenin içindeki gizli nüansı görsele bakarak keşfedelim.

Hangisi hayatını duygusal, hangisi duygusel yaşıyor?

Kiminiz “duygusel diye bir kelime yok” diyeceksiniz.

Kiminiz, duygularına kapılıp boğulan kişiye “duygusal” demeye alışmıştır.

Ama kelimenin uzantılarını fark edenler, sorunun sırrını hemen çözecektir:

Salın üstündeki kişi duygu.sal — çünkü salını yapmış, üstünde güvende oturuyor; duyguların gücüyle özgürlüğün tadını çıkarıyor.

Suyun dibindeki ise duygu.sel — çünkü sele kapılmış, duygularını yönetemiyor; onlarla boğuşuyor ve içinde boğuluyor!

Mesele duyguların kendisi değil, yönüdür.

İnsanı insan yapan, yaşamı anlamlı kılan duyguları yok saymak; hayat kaynağı suyu inkâr etmektir.

Ve her felaket, aslında yeterince hazırlıklı olmadığımız bir halin ya da gerçeğin yansımasıdır.

Ne yazık ki biz, duygularımızdan zarar gördüğümüzde onların kökünü kazımaya kalkıyoruz.

Sorunu yarattığını düşündüğümüz sebebi bütünüyle yok etmeye çalışıyoruz.

Sanki duygusuz olursak daha akıllı, daha güçlü olacağız sanıyoruz.

Oysa salt akıl insanı robot yapar; duygularsa insan.

Nice zeki, yetenekli ve donanımlı bireyin; duygularını yönetemediği için potansiyelini heba ettiğine tanık olmak üzücüdür.

Bu sadece kendisi için değil; çevresi, istikbali ve toplum için de bir hazinenin kaybıdır.

Kimi öfkesine yeniliyor, kimi korkusuna kapılıyor, kimi sevgisizlikten kuruyor.

Sele kapıldığımız her duygu durumu, zıttıyla harmanlanarak özgürleşmemiz için bir çağrıdır.

Dalgaları yok edemeyiz ama dalgaların gücüyle varmak istediğimiz kıyıları seçebiliriz.

Ve bize rehberlik edecek Kuzey Yıldızımız, şu üç öğreti olabilir:

- Özgür iradeye sahip çıkan bir aidiyet duygusu.

- Özgür ruhun egemenliğine hizmet eden bir yaşam mücadelesi.

- Yaşanan her şeyin öğreticiliğinden beslenen bir olgunluk.

İnsanın duygu.su en değerli yaşam kaynağıdır;

iradesi yolculuğun kaptanı,

bilgeliği ise hiç ayak basılmamış topraklarda bulduğu define sandığıdır.

Hanife KOŞAR