SON DAKİKA
Hava Durumu

Dünya Akşamvakti'ne Mi Giriyor?

Yazının Giriş Tarihi: 21.10.2025 14:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.10.2025 14:31

Dünya bir kez daha akşamvaktine mı giriyor?

Akşamlık sadece günün bitimi değil, bir çağın da yorgunluğudur. İnsanlık tarih boyunca defalarca bu akşamlıkları yaşadı; medeniyetlerin çöktüğü, anlamın yitirildiği, inancın sorgulandığı zamanlar oldu. Bugün de benzer bir sınırdayız. Teknoloji yükseliyor, fakat ruh alçalıyor. Üretim çoğalıyor ama anlam tükeniyor. Belki de dünya bir kez daha ışığın çekildiği bir döneme giriyor.

Antik kültürlerde dünyanın defalarca yenilendiğine dair rivayetler vardır. Hindu mitolojisinde Yuga döngüleri, Mayalarda Beş Güneş Çağı, Yunan düşüncesinde Altın, Gümüş, Tunç ve Demir çağları, Kur’an’da ise “O gün yeryüzü başka bir yere çevrilir” ifadesi bu anlayışın farklı biçimleridir. Hepsi aynı temayı fısıldar: Her düzen kendi sonunu içinde taşır, her yıkım yeni bir doğuşun ebesidir. Bilimsel düzlemde de dünyanın manyetik alanının zayıflaması, kutup kayması ve tektonik hareketlerin artması kozmik bir geçişin işaretleri olarak görülüyor. Belki de bu fiziksel değişimler, insanlığın ruhsal manyetiğinde de karşılık buluyor.

Fizikte entropi, düzenin bozulma eğilimidir. Evrendeki her sistem enerji harcadıkça çözülmeye, dağılmaya yönelir. Bu durum teolojik düzlemde “kıyamet” metaforuyla buluşur. Her şey aslına döner, düzen dağılır, anlam çıplaklaşır. Belki de kıyamet, dışarıda kopacak bir fırtına değil, içeride yaşanan bir çözülmedir. İnsan kendi içinde kıyameti yaşadığında, dünya zaten değişmiş olur.

Son yıllarda 2027 ile 2038 arası birçok farklı çevrede bir dönüşüm çağı olarak anılıyor. Teknoloji hızla ilerlerken kimlik, inanç ve aidiyet duyguları sarsılıyor. Bazı yorumlara göre Batı, kendi medeniyet krizini aşmak için İslam’ın derin anlamına yöneliyor. Mehdi ve Mesih tartışmaları da bu noktada sembolik bir anlam kazanıyor. Belki beklenen kişi değil, beklenen bilinçtir; bir insan değil, bir insanlık hali. Adalet, rahmet ve cesaretin yeniden hatırlandığı bir kolektif ruh.

Artık kelimelerden çok halleriyle konuşan bir çağdayız. Kur’an’daki uyarılar sadece tarihsel olaylara değil, bugünün sistemlerine de işaret ediyor. Servet birikimi, zulüm düzeni, göç ve diaspora, kadınların dışlanışı, vicdanın metalaşması… Bu ayetleri anlamak için artık yaşayan bir tefsir gerekiyor; yani ayetin haliyle insanın hali birleşmeli.

Her çağın yeniden doğuşunda kadınlar vardır. Meryem, Hatice, Fatıma, Rabia… Bugün de adalet talebi, merhamet, inanç ve cesaretin taşıyıcısı yine kadın bilincidir. Kadın artık yardımcı unsur değil, yeni çağın kurucu rahmidir. Mehdi’nin gelişi belki de bu rahmet bilincinin doğuşudur.

Dünyanın kutupları tıpkı manyetik alan gibi ahlakî anlamda da kayıyor. Bir yanda hakikat, diğer yanda sahte düzen; bir yanda adalet, diğer yanda çıkar sistemi. Zıtlar ayrışırken her insan kendi frekansını seçecek: Işığa mı yönelecek, yoksa karanlıkta mı kalacak?

Evet, belki dünya bir kez daha akşam vaktine giriyor. Ama her akşam sabahın hazırlığıdır. Belki 2038 bir son değil, yeni bir doğumun eşiğidir. Ve bu kez yeni çağın doğum sancısı kadınların, adaletin ve cesaretin sesiyle duyulacaktır.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.